Kategori: Genel

Çocuklarınızda omuz hizasına dikkat! Fark varsa…

Skolyozun omurganın ‘S’ ya da ‘C’ şeklinde eğriliği olarak tanımlandığını belirten uzmanlar, çoğunlukla büyüme çağındaki çocuklarda oluşmaya başladığını ve zamanla ilerlediğini söylüyor.

İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Onur Yaman, skolyoz hakkında bilgi verdi ve skolyoz ameliyatının hangi koşullarda yapılabileceğini açıkladı. 

Skolyozun omurganın ‘S’ ya da ‘C’ şeklinde eğriliği olarak tanımlandığını dile getiren Prof. Dr. Onur Yaman, “Çoğunlukla büyüme çağındaki çocuklarda görülebileceği gibi farklı yaş grubunda da görülebilir” dedi. 

Çocuklarda skolyozun genellikle erken yaşlarda fark edilmeyeceğine dikkat çeken Prof. Dr. Onur Yaman, ancak bazı belirtiler gözlemlendiğinde veya rutin sağlık kontrolleri sırasında tespit edilebileceğini söyledi.

Çocuklarda skolyozun erken belirtilerine değinen Prof. Dr. Onur Yaman, bu belirtileri şöyle sıraladı:

“Bir omuz diğerinden daha yüksek veya daha düşük görünebilir. Bu, çocuğun üst vücudunun asimetrik olduğuna işaret edebilir. Kalçalar arasında yükseklik farkları olabilir. Çocuğun kalçaları arasında bir yükseklik farkı gözlemlenebilir. Çocuğun bel bölgesinde belirgin bir eğrilik olabilir. Çocuk öne eğildiğinde, omurganın bir tarafında çıkıntı ya da düzensizlik görülebilir. Çocuk düz bir şekilde durmakta zorlanabilir ve eğilmiş veya yamulmuş bir duruş sergileyebilir. Bazı çocuklar skolyozdan kaynaklanan sırt ağrıları yaşayabilir, ancak bu her zaman belirgin olmayabilir. Çocuğun sırtında belirgin bir çıkıntı veya dengesizlik fark edilebilir.”

“MÜDAHALE EDİLMEZSE İLERLEME, DAHA BELİRGİN HALE GELEBİLİR”

Skolyoz tedavisinde bazı durumlarda cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulabileceğini dile getiren Prof. Dr. Onur Yaman, “Skolyozun eğrilik derecesi genellikle Cobb açısı adı verilen bir ölçümle değerlendirilir. Cerrahi müdahale genellikle eğrilik 45-50 derece veya daha fazla olduğunda önerilir. Bu dereceye ulaşan eğrilikler, hem estetik hem de fonksiyonel sorunlara yol açabilir.” dedi.

Eğriliğin ilerlediği ve korse veya fiziksel terapi gibi diğer tedavi yöntemlerinin yeterince etkili olmadığı durumlarda da cerrahi müdahale gerekebileceğini belirten Prof. Dr. Onur Yaman, “Müdahale edilmezse ilerleme, çocuğun büyüme dönemindeyken daha belirgin olabilir. Eğrilik, çocuğun günlük yaşantısını etkiliyor, ciddi sırt ağrısı veya diğer fonksiyonel sorunlara neden oluyorsa cerrahi düşünülür. Cerrahi, bu tür ağrı ve rahatsızlıkları hafifletmekte etkili olabilir. Skolyoz, çocuğun görünümünü etkileyebilir ve bu da psikolojik sorunlara yol açabilir. Cerrahi müdahale, estetik görünümü düzeltmek ve çocuğun özgüvenini artırmak için bir seçenek olabilir.” diye konuştu.

Dikkat! Arama motorları ile yayılıyorlar

Saldırganlar, kötü amaçlı yazılımlarını geliştirmeye ve son kullanıcıları tehlikeye atmanın farklı yollarını bulmak için çok fazla yatırım yapıyor. Kötü amaçlı yazılımların reklamlar aracılığıyla yayılması da bu yöntemlerden bir tanesi.

İSTANBUL (İGFA) – Reklam engelleyicilerin ve gelişmiş güvenlik yazılımlarının sürekli kullanımına rağmen reklamlar yoluyla yayılan kötü amaçlı yazılımlar, özellikle yasal sitelerin reklamları gibi göründüklerinde hala büyük bir sorun.  Kötü amaçlı arama reklamları, tehdit aktörleri tarafından reklam istismarının yalnızca bir biçimini temsil ediyor. Diğer türler arasında, steganografi kullanarak kötü kod gizleyen kötü huylu banner reklamların yasal web sitelerinde dağıtılması yer alır. Kötü amaçlı reklamlarla metin içi köprüler, açılır pencereler ve daha fazlası aracılığıyla da karşılaşılabilir.

ARAMA MOTORLARINDA KÖTÜ AMAÇLI REKLAMLAR NASIL ÇALIŞIR?

90’lı yıllar boyunca çeşitli arama motorlarında yaşanan patlamanın ardından ve çevrimiçi dünyanın fiziksel günlük yaşamlarımıza giderek daha fazla nüfuz ettiği düşünüldüğünde reklam şirketlerinin bu tür alanları hedeflemek istemesi şaşırtıcı değil. Ancak bu arama reklamları arasında kötü niyetli olanlar da bulunabilir. Kötü amaçlı reklamlar genellikle tehdit aktörlerinin potansiyel kurbanları reklamlarına tıklamaya ikna etmek için arama motorlarından en iyi reklam alanını satın almasını içerir. Arama reklamları için ödeme yapan dolandırıcılar, kötü amaçlı sayfalarını otomatik olarak insanların arama sonuçlarının en üstüne getirir. Belirli ürünleri arayan internet kullanıcıları, meşru ve kötü niyetli bir reklam veya sayfayı ayırt etmek için yalnızca ince ipuçlarının mevcut olduğu bu tür durumlarla karşılaşabilir.

2023 yılında Google, kötü amaçlı yazılımları teşvik eden reklamlar da dahil olmak üzere reklam ağını kötüye kullanan 1 milyardan fazla reklamı engelledi veya kaldırdı.  Diğer çevrimiçi reklamverenler de mağdurdur. Reklamcılık işinin doğası gereği, kötü niyetli kişiler tüm bir reklam zincirini manipüle edebilir ve reklam satın almaktan arama motoru sağlayıcılarını taklit etmeye, web sitelerini ve reklam sunucularını hacklemeye kadar çeşitli olası yollarla tehlikeye atabilir.

KÖTÜ AMAÇLI REKLAMLARA KARŞI NASIL KORUNULUR?

En cazip teklif bile bazen beklenmedik tehlikeleri gizleyebileceğinden dikkatli olmalısınız. Siber tehditlere karşı korunmak için atabileceğiniz temel adımlar var ve aynı şey kötü amaçlı reklamcılık için de geçerli. İşte bunlardan birkaçı:

  • Farkındalık geliştirmek, siber güvenli bir yaşama doğru atılan ilk adımdır. Sadece bu blog yazısını okumuş olmanız bile kötü amaçlı reklamcılığın kurbanı olmamanız için önleyici bir tedbirdir.
  • Tarayıcı parmak izini sınırlayın, sadece gizlilik için değil. Kötü niyetli sitelerin ve aktörlerin cihazınızı tanıması için potansiyel bir yolu ortadan kaldırır.
  • Saygın bir reklam engelleyici kullanın; bu reklamların size ulaşmasını engellemenin bir yoludur ve yüzde 100 etkili olmasa da diğer ipuçlarımızla birlikte işe yarayacaktır.
  • Çeşitli açılır pencerelere, izin isteklerine ve diğer istenmeyen tarayıcı davranışlarına karşı dikkatli olun.
  •  Cihazlarınızı ve yazılımlarınızı güncel tutun. Bazı güvenlik açıkları kolayca istismar edilebilir ve bilgisayar korsanlarının işini kolaylaştırabilir.
  •  Gerçek zamanlı korumaya sahip güçlü bir güvenlik çözümü kullanın.

İşte Cuma günü vizyona girecek filmler

6 Eylül Cuma günü yeni filmler vizyona giriyor. Kült Film Festivali kapsamında Eşkıya ve Her Şey Çok Güzel ile beraber Türkiye’nin Oscar aday adayı filmi Hayat yeniden vizyonda olacak.

İSTANBUL (İGFA) – Dramdan komediye, korkudan gerilime kadar önemli yapımların vizyonda olacağı 6 Eylül Cuma günü, sinemaseverlere farklı dünyaların kapılarını aralayacak. 

Kült Film Festivali kapsamında Eşkıya ve Her Şey Çok Güzel ile beraber Türkiye’nin Oscar aday adayı filmi Hayat yeniden vizyona giriyor.

İşte 6 Eylül Cuma günü vizyonunun öne çıkanları 

Sevilen yönetmen Tim Burton’ın fantastik, korku ve komedi türlerini harmanladığı yeni filmi Beterböcek Beterböcek (Beetlejuice Beetlejuice), Deetz ailesinin Beterböcek’in olduğu eve geri dönmesiyle yaşananları konu ediniyor. Deetz ailesinin üç nesli, beklenmedik bir trajedinin ardından Winter River’daki evlerine geri döner. Beterböcek ise hala Lydia’nın peşindedir. Asi genç kız Astrid, tavan arasındaki gizemli kasaba maketini keşfeder ve Öbür Dünya’ya açılan kapı kazara açılır. Bu durum Lydia’nın hayatının alt üst olmasına neden olur. Her iki alemde de sorunlar baş gösterirken, birinin Beterböcek’in adını üç kez söylemesi ve karmaşayı ortaya çıkarmak için geri dönmesi an meselesidir.

Yılın en çok merak edilen filmlerinden Hellboy: The Crooked Man, 1950’lerin kırsal Appalachia’sında mahsur kalan Hellboy ve çaylak bir ajanın yaşadıklarını konu ediniyor. 1950’lerde Paranormal Araştırma ve Savunma Bürosu’nun yeni ajanı Bobbie Jo Song ile birlikte Appalachian Dağları’nda mahsur kalan Hellboy, yerel bir şeytan olan Crooked Man’in yönettiği, cadıların musallat olduğu küçük bir topluluğu keşfeder. Bahsedilen kişi, 18. yüzyılda işlediği suçlardan dolayı asılan, ancak bölgenin yerleşik Şeytanı olarak cehennemden dönen cimri ve savaş vurguncusu Jeremiah Witkins’tir. 

Senaristliğini ve yönetmenliğini Zeki Demirkubuz’un üstlendiği Hayat, Türkiye’nin bu yılki Oscar aday adaylığı sebebiyle yeniden vizyona giriyor. Film, kendisine dayatılan hayatı kabul etmeyip evinden kaçan genç bir kızın hikayesini konu ediniyor. Genç bir kadın olan Hicran, babasının zoruyla nişanlanmak zorunda kalınca çareyi kaçmakta bulunur. Hicran’ın zaten onunla evlenmeyi istemediğini düşünen Rıza, başlarda bu durumu önemsemez. Ancak zaman geçtikçe Hicran tarafından istenmemek zoruna gitmeye başlar ve onunla yüzleşmeye karar verir. Rıza, sadece bir kere gördüğü nişanlısını bulmak için İstanbul’a gider.

Nicolas Cage’in başrolünde olduğu Cambaz (Longlegs), yakalanması zor bir seri katilin çözülmemiş davasına atanan tecrübesiz bir FBI ajanının hikayesini konu ediyor. Yetenekli ama tecrübesiz bir FBI ajanı olan Lee Harker, çözülmemiş bir seri katil vakasına atanır. Soruşturma karmaşıklaştıkça ve gizli kanıtlar ortaya çıktıkça Harker, acımasız katille kişisel bir bağının olduğunu fark eder. Bu durumun ardından Lee, başka bir aile cinayetini önlemek için zamana karşı yarışmak zorunda kalır.

Kült Film Festivali kapsamında Şener Şen, Uğur Yücel ve Yeşim Salkım’lı kadrosuyla hapse düşmesine neden olan arkadaşının peşine düşen bir adamın hikayesini konu edinen Eşkıya ve Cem Yılmaz ve Mazhar Alanson’un sorunlu abi kardeş ilişkisini beyazperdeye yansıttığı Her Şey Çok Güzel Olacak filmleri yeniden vizyona girecek. 

Çocukların ve animasyon tutkunlarının ilgisini çekecek Bogey ve Prenses: Gizemli Macera (My Sweet Monster), Prenses Barbara’nın hikayesini konu ediniyor. Sarayda işler karışında saraydan kaçan prenses, ormanın derinliklerinde Boogey ve arkadaşı Wicked ile tanışır. Bu karşılaşma iki arkadaşın hayatını derinden etkileyecektir. Boogey ve Wicked, her şeye karışan ve kendisine göre kurallar koyan Barbara’dan fazlasıyla rahatsız olur. Barbara’dan kurtulmak isteyen Boogey, her şeyi eski haline geri döndürmek için harekete geçer.

Battaglia & Temel ikilisi festivalden aldıkları ilhamı notalara dökecek

21. Gümüşlük Müzik Festivali’nde sona gelinirken, İtalyan piyanist Stefano Battaglia ve Saksafoncu Tamer Temel,  7 Eylül Cumartesi akşamı Gümüşlük sahilindeki Suda konserlerinde cazseverlerle buluşacak…

BURSA (İGFA) – 21. Gümüşlük Müzik Festivali’nin Suda Konserleri, İtalyan piyanist Stefano Battaglia ve Saksafoncu Tamer Temel’in birlikte sahne alacakları konserle son bulacak. Bu yıl festivalin Gümüşlük’teki merkezinde gerçekleşen Suda konserleri kapsamındaki yedinci konserde İtalyan ve Türk ikili, izleyiciye unutulmaz bir repertuvar sunacak. 

FESTİVALİN RUHUNU BESTELERE İLHAM VERECEK

İlk kez beraber sahne alacak Stefano Battaglia ve Tamer Temel, festival kapsamında katılacakları yedi günlük bir sanatçı rezidans programının sonunda festivalin ruhundan ve mekanından aldıkları ilhamla oluşturdukları yeni bestelerini dinleyiciyle paylaşacaklar. Bu rezidans projesinin ikinci ayağını ise ikilinin İstanbul’da Pür Records Stüdyoları’nda yapacakları albüm kaydı oluşturacak. Festivalde dinleyicilerle ilk kez paylaşacakları çalışmalarının geniş kitlelere ulaşmasına olanak sağlayacak bu kayıt, aynı zamanda Gümüşlük Müzik Festivali kapsamında tüm dijital platformlarda yer alacak.    

BATTAGLİA’NIN KARİYERİ HEM KLASİK, HEM DE MODERN MÜZİĞİ KAPSIYOR

Yedi yaşında piyano çalmaya başlayan, klasik müzik kariyeri boyunca birçok Avrupa ve İtalyan festivallerinde sahne alan, solist olarak yüzlerce konser veren Stefano Battaglia’nın, Barok ve 17. yüzyıl müziğine ek olarak geniş bir modern müzik repertuvarı bulunuyor. Dünya genelinde önemli festivallerde ve uluslararası etkinliklerde 3000’den fazla konser veren, lider olarak çıkardığı 100’den fazla albüm, solo piyano ve trio kayıtları yapan ve birçok ödül alan Battaglia’nın, solo performanslarının yanı sıra, piyano-bas-davul trio formatlarına ek olarak piyano-perküsyon duoları bulunuyor.

TAMER TEMEL HEM ÜRETİYOR, HEM DE ÖĞRETİYOR

Sahneyi Battaglia ile paylaşacak Tamer Temel 2010 yılında gitarda Dave Allen, basta Masa Kamaguchi ve davulda da Marc Miralta ile ilk albümü olan ‘Barcelona’yı A.K. Müzik etiketiyle yayımladı. Müziğini birçok festival, salon ve caz kulübünde seyircileriyle paylaşırken bir yandan da Bahçeşehir Üniversitesi’nde caz dersleri vermeye devam eden Tamer Temel’in ikinci albüm çalışması ‘Bir Kedi Kara’ ismiyle yayımlandı.  Üçüncü albümü “Serbest Düşüş” Aralık 2016’da;  Ercüment Orkut ve Cem Aksel ile oluşturduğu TÖZ Trio projesinin ilk albümü 2018’de ikincisi 2022’de yayımlandı.

 

GÜMÜŞLÜK’TE KAPANIŞ KONSERİ, GÜLSİN ONAY VE ERKİN ONAY İKİLİSİNDEN

Bosfor Turizm’in ana sponsorluğunda ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle düzenlenen 21. Gümüşlük Müzik Festivali, bu yıl da görkemli bir konserle son bulacak. Festivalin kapanış konserinde Keman Sanatçısı Erkin Onay’la sahneyi paylaşacak olan Devlet Sanatçısı Piyanist Gülsin Onay, 9 Eylül Pazartesi akşamı tarihi taş ocağında hayranlarının karşısına çıkacak…

FESTİVALİN YARATICILARINDA GÜLSİN ONAY’IN MÜZİK KARİYERİ

Gümüşlük Müzik Festivali’nin kurucuları arasında yer alan, yirmi bir yıldır festivalin sanat danışmanlığını yapan Gülsin Onay aynı zamanda Gümüşlük Festival Akademisi’nde Masterclass dersleri ile dünya çapında yer edinmiş pek çok müzisyenin eğitim ve kariyer yolculuğuna da yön vermiş… Devlet Sanatçısı Gülsin Onay’ın uluslararası müzik kariyeri Arjantin’den Japonya’ya uzanan bir coğrafyada 5 kıtada 80 ülkeyi kapsamakta. Rachmaninov yorumlarıyla müzik otoritelerinden büyük övgüler alan Onay, uluslararası alanda istisnai bir Chopin icracısı olarak kabul edilmekte. Polonya hükümeti tarafından Chopin yorumları nedeniyle Polonya Devlet Nişanı ile onurlandırılan Onay’ın yirmiyi aşkın albüm kaydı bulunmakta. Sanatçımız, yorum gücü ve repertuvar zenginliğiyle dünya çapındaki eşsiz sanatçılar arasında yer almakta…   

MÜZİSYEN AİLENİN KEMANIYLA PARLAYAN YILDIZI ERKİN ONAY

Keman eğitimine büyük babası Joachim Reusch ile başlayan Erkin Onay, 1989-1994 yılları arasında ‘Hannover für Müzik’ de Prof. Atilla Aydın ile özel olarak çalışmıştır. Genel keman eğitimini Almanya Hannover’de sürdürürken Türkiye, Almanya, Yunanistan ve Fransa’da resitaller vermiş olup aynı dönemde Genç Müzisyenler Festivalleri’ne katılmış. Yurt içi ve yurt dışı pek çok etkinliği bulunan Erkin Onay, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası başta olmak üzere, önemli şefler tarafından yönetilen orkestralara solist olarak katılmış, farklı ülkelerde çeşitli resital ve oda müziği konserleri vermiş. Sanatçı 2007 yılından bu yana Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestrası’nda Başkemancı olarak görevini sürdürüyor. Sanatçı festival kapsamında vereceği konserin dışında Gümüşlük Festival Akademisi Keman Masterclass’ta dersler veriyor.

KAPANIŞ KONSERİNDE ETKİLEYİCİ PROGRAM

21. Gümüşlük Müzik Festivali’nin kapanış konserinde izleyici karşısına J. Haydn’dan seslendirecekleri, “Andante con variazioni, Fa minör, Hob.XVII No.6” adlı eserle çıkacak anne – oğul Onaylar, bu eserin ardından W.A. Mozart’tan, “Keman ve Piyano için Sonat, Si Bemol Majör K378/317d” adlı yapıtı seslendirecek. Bu yapıtta yer alan bölümler, “Allegro moderato”; “Andantino sostenuto e cantabile”, “Rondo. Allegro”dan meydana geliyor. Programda son iki eseri E. Elgar’dan seslendirecek olan ikili, sırasıyla: “– In Smyrna” ve ardından, “Allegro. Risoluto”; “Romance. Andante” ve “Allegro non troppo” bölümlerinden oluşan “–Keman ve Piyano için Sonat, Op. 82” adlı yapıtla izleyici karşısında olacak.

Vita Altera, bebek sahibi olmak isteyen ailelere umut oluyor

Kısırlık problemi yaşayan çiftlerin çocuk sahibi olma olasılığını büyük ölçüde artıran tüp bebek tedavisine olan ilgi tüm dünyada giderek artarken, Kuzey Kıbrıs’ta faaliyetlerini sürdüren Vita Altera IVF Center, uyguladığı başarılı tedavi yöntemleri ile bebek sahibi olma hayalini gerçekleştirmek isteyen ailelere umut oluyor.

KKTC (İGFA) – Son yıllarda tıpta yaşanan teknolojik gelişmeler sağlık hizmetlerinin kalitesini ve etkinliğini önemli ölçüde artırırken, özellikle kısırlık problemi yaşayan çiftlerin çocuk sahibi olma olasılığını büyük ölçüde artıran tüp bebek tedavisine olan ilgi tüm dünyada giderek artıyor.

Doğal yöntemleri destekleyen, üreme tıbbı konusunda uluslararası düzeyde kadrosu ve güvenilir teknolojik imkanları ile (Embryoscope+ cihazı, Chip ID Güvenlik Sistemi Kıbrıs’taki ilk ve tek) Kıbrıs-Lefkoşa’da hizmet veren Vita Altera, Tüp Bebek (IVF) tedavisinde uyguladığı başarılı yöntemlerle bebek sahibi olmak isteyen ailelere umut oluyor.

GENİŞ TEDAVİ YELPAZESİ İLE AİLELERİN TERCİHİ

Sunduğu geniş tedavi yelpazesi ve yüksek başarı oranları ile bebek sahibi olma hayalini gerçekleştirmek isteyen ailelerin ilk tercihi olmaya devam ediyor.

             

Bir yardımcı üreme yöntemi olarak öne çıkan tüp bebek tedavisi ile ilgili konuşan Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Doktoru Op. Dr. Ali Enver Kurt, her çiftin ihtiyaçlarına özel tedavi planları oluşturarak en yüksek başarı oranlarını hedeflediklerini ve bebek sahibi olmayı arzulayan aileleri, güvenilir ve etik hizmet anlayışı ile hayallerine kavuşturmayı amaçladıklarını söyledi.

Kuzey Kıbrıs Vita Altera IVF Center bünyesinde, geniş tedavisi seçenekleri ile hizmet verdiklerini aktaran Dr. Kurt, “Merkezimizde, tüp bebek tedavisinin yanı sıra taşıyıcı annelik, tandem siklus, PGT, embriyo dondurma, Pesa-Mesa-Tese, ICSI ve NGS gibi hizmetlerimiz de bulunuyor. Detaylı bilgiye, vitaalteraivf.com adresimizden üzerinden ulaşabilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Mevsimsel geçişlerde bağışıklık sisteminizi güçlendirin

Eylül ayı sonbahara gelindiğinin habercisi oldu. Havaların bir sıcak bir soğuk seyretmesi bağışıklık sistemini olumsuz etkiliyor. Uzmanlar mevsim geçişlerinde dikkatli olunması konusunda vatandaşları uyarıyor.

BURSA (İGFA) – Eylül ayının başında görülen ani hava değişimlerinin sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini belirten uzmanlar, gün içinde hava sıcaklıkları arasında ciddi farklılıklar olabileceğini hatırlatarak, sabah ve akşam serinliklerinin vücudun ısı dengesini bozarak bağışıklık sistemini zayıflatabileceğini kaydediyor. Bu nedenle uzmanlar ince giysilerin yanı sıra hafif bir ceket veya hırka taşımanın faydalı olabileceği tavsiyesinde bulunuyor.

Mevsim geçişlerinde vücut direncini korumak için dengeli beslenmenin ve yeterli sıvı alımının da önemine dikkat çeken uzmanlar , sonbaharda bağışıklık sistemini güçlendirmek için bol bol sebze ve meyve tüketmek gerektiğini vurguluyor. 

Mevsimsel geçişlerin sadece fiziksel sağlığı değil, ruh halini de etkileyebileceğini dile getiren uzmanlar, Eylül ayının sonlarına doğru hissedilen günlerin kısalmasından dolayı gün ışığından mümkün olduğunca faydalanmanın, açık havada yürüyüşler yapmanın ve sosyal aktivitelere katılmanın, ruh sağlığını olumlu etkileyeceğini söylüyor.

Siz siz olun doktora danışmadan lens kullanmayın

Kontakt lens kullanımı her geçen gün artıyor. Yeni teknoloji lenslerin gözlük kullanımına göre konforlu olduğunu ancak hijyen kurallarına dikkat edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabildiği belirtildi.

 İSTANBUL (İGFA) – Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Burcu Usta Uslu, “Göz doktoruna danışılmadan kontakt lens kullanımına başlanmamalı. Doğru lens ölçülerinin yanı sıra gözde lens kullanımına engel bir durum ya da lensten önce tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlığın olup olmadığının belirlenmesi önemli” dedi.

LENS KULLANIMINA MUTLAKA GÖZ DOKTORU KONTROLÜNDE BAŞLANMALI

Göz yapısının uygunluğunun yanı sıra, gözlük ihtiyacına eşlik eden veya potansiyel göz hastalıkları riskleri kontrol edilmeli gerektiğini ifade eden Op. Dr. Uslu, “Lens kullanma eğitiminin alınması kıymetli. Lensler dikkatli ve özenli kullanıldığında yaşam kalitesini önemli ölçüde artırır.  Lensleri, el hijyenine ve genel hijyen kurallarına uyarak kullanmak çok önemli. Lensi takıp çıkarırken lensin formuna ve yönüne dikkat edilmeli” dedi. 

Lensin tanımlanmış kullanım süresine mutlaka uyulması gerektiğini belirten Op. dr. Uslu, “Lens için önerilen total kullanım süresi aşılmamalı. Lens kullananlar yılda 2 kez yani 6 ayda bir göz doktoruna muayene olmalı. Kontakt lensin yaratabileceği oküler yüzey değişiklikleri takibi için muayene hayati önem taşıyor” diye konuştu.

Otizmli çocuklarda spor eğitimi sosyal uyumu destekliyor

Uzmanlar, otizmli çocukların okul öncesi dönemde spor becerileri kazanmasının akranları ile olan iletişimde önemli olduğunu söylüyor.

İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Fiziksel Aktivite ve Hareket Eğitmeni Mustafa Kurt, otizmli çocukların sosyal uyum becerileri kazanmalarında spor eğitimlerinin önemi hakkında bilgiler paylaştı.

Otizm spektrum bozukluğu olan okul öncesi 3-6 yaş grubunda bulunun bireylerin spor becerisi kazanımlarının kendi akran etkileşiminde oldukça önemli bir rol oynadığını belirten Mustafa Kurt, “Al-ver, At-tut, Otur-kalk, ileri-geri-sağ-sol gibi komutların kazanımları, otizmli çocukların okul öncesinde akranlarıyla olan iletişimlerini kuvvetlendirir. Top sürükleme, yuvarlanan topu hedefe atma, emekleme, çember içerinde bekleme, eğilerek nesne alma, topu yerden sektirerek atıp tutma, çift ve tek ayak sıçrama, en az kendi boyu kadar mesafeden tek-çift el hedefe çember atma gibi temel spor becerilerinin kazanımları oldukça önemlidir.” dedi.

SOSYAL UYUM BECERİSİ KAZANAN OTİZMLİ ÇOCUKLARIN ÖZGÜVENLERİ ARTIYOR

Otizmli bireylerin davranış bozukluklarının belirlenip eksik yönlerinin geliştirilmesinin önemine vurgu yapan Mustafa Kurt, “Otizmli bireyin yer değiştirme hareketleri yapabilmesi, denge hareketleri yapabilmesi, küçük kas kullanımı gerektiren hareketleri yapabilmesi, nesne kontrolü gerektiren hareketleri yapabilmesi gibi ilk beceri kazanımlarına bakılıp eğitim planlamasının buna göre yapılması gerekir.” dedi.

Hedefler doğrultusunda otizmli bireyin gelişiminin yardımlı ve yardımsız olarak desteklenmesi gerektiğini ifade eden Mustafa Kurt, sosyal uyum ve iletişim kurma becerileri kazanan otizmli bireylerin dikkatini daha iyi topladığı, özgüven kazanımlarının olumlu yönde geliştiği ve akran iletişimi ile sosyal uyumda sorun yaşamayıp etkileşim sağlayabildiğinin gözlemlendiğini söyledi.

Mobil oyunlar, Ağustos’ta artış gördü

Oyuncuyu esas olan yaklaşımıyla ön plana çıkan Oyunfor’dan gelen bilgilere göre, Ağustos ayının popüler kategorisi mobil oyunlar oldu

İSTANBUL (İGFA) –  2024 yılının Ağustos ayında oyun alışverişlerinde artış yaşandı ve oyun satışları Temmuz ayına göre yüzde 5, 2023 Temmuz ayına göre yüzde 11’lik bir yükseliş gösterdi.

PC ve mobil oyun alışverişleri diğer aylara kıyasla yukarı yönlü bir tablo çizerken, konsol oyunlarında satış hacmi sabit kaldı.

Oyun alışverişlerinde Ağustos ayında en çok alışveriş İstanbul’da gerçekleşti. İstanbul’u; İzmir, Ankara, Antalya ve Bursa takip etti. Bir önceki aya göre Antalya’da oyun alışverişleri geriledi.

Mobil oyunlar, Ağustos ayında en fazla artış gösteren kategori oldu. 

EN ÇOK OYUN İÇİ SATIŞ YAPILAN 10 OYUN

Counter-Strike 2: FPS türünün öncülerinden biri olan bu oyun, rekabetçi oyun deneyimlerine olan talebin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Counter-Strike serisinin devamı olarak, oyunculara yüksek tempolu ve stratejik bir deneyim sunuyor.

Garena Free Fire: Mobil oyunlar arasında büyük bir popülariteye sahip olan Free Fire, önceki aylara göre satışlarını artırarak mobil oyun pazarında güçlü bir varlık gösterdi.

PUBG Mobile: Battle Royale türünün popüler oyunlarından biri olarak, mobil platformda da geniş bir oyuncu kitlesine hitap etmeye devam ediyor.

Valorant: Riot Games’in FPS türündeki bu oyunu, hem rekabetçi yapısı hem de stratejik derinliği ile oyuncular arasında popülerliğini sürdürüyor.

Honor of Kings: MOBA türünde bir oyun olan Honor of Kings, özellikle Asya pazarında büyük bir başarı yakalıyor.

League of Legends: Uzun süredir popülerliğini koruyan bu MOBA oyunu, oyunculara derinlemesine bir strateji deneyimi sunuyor ve e-spor arenasında da son derece etkin bir yere sahip.

World of Warcraft: MMORPG türündeki bu oyun, yıllardır oyuncuları etkileyen geniş bir dünyaya ve zengin bir içeriğe sahip.

Metin 2: Türkiye’de oldukça tanınmış olan bu MMORPG oyunu, yerel pazarın güçlü temsilcilerinden biri.

Call of Duty: Modern Warfare 3: FPS türündeki bu ünlü oyun, aksiyon dolu oyun deneyimi ve yüksek kaliteli grafikleri ile dikkat çekiyor.

Mobile Legends: Mobil MOBA oyunları arasında kendine sağlam bir yer edinmiş olan Mobile Legends, geniş bir oyuncu kitlesine hitap ediyor.

Amedeus’a Bursa’da yoğun ilgi

Peter Shaffer tarafından kaleme alınan, dünya müzik tarihinin unutulmaz bestecileri Wolfgang Amadeus Mozart ile Antonio Salieri’nin eşsiz hikayesi Amadeus 5. Sezonu ile Bursa Kültürpark Açık Hava Tiyatrosu’nda sahnelendi.

BURSA (İGFA) –  Çolpan İlhan&Sadri Alışık Tiyatrosu ve Piu Entertainment iş birliğiyle Bursa Kültürpark Açık Hava Tiyatrosu’nda sahnelenen “Amadeus” adlı oyun Bursalıların yoğun ilgisini gördü.

Başrollerini Selçuk Yöntem (Antonio Salieri) ve Tansu Biçer (Wolfgang Amadeus Mozart)’in paylaştığı, 70 kişilik dev ekibinin eşlik ettiği oyunun biletleri aylar öncesi tükendi.

Bursalıların yoğun ilgi gösterdiği “Amadeus”,adlı oyun  18’inci yüzyılda efsane besteciler Wolfgang Amadeus Mozart ile Antonio Salieri’nin çatışmasını konu alıyor.Sahnelendiği her oyunda tüm biletleri tükenen Amadeus’un aldığı ödüllerden bazıları;2022 Afife Tiyatro Ödülleri’nde Haldun Dormen Özel Ödülünü aldı.