Kategori: EKONOMİ

BTSO sektörel konseyler ortak akılla geleceğe hazırlanıyor

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Bilgi İşlem ve Otomasyon Teknolojileri Konseyi tarafından düzenlenen İnternet ve Mobil İletişim Altyapı Çalıştayı, ‘Dijitalleşme’, ‘Markalaşma’, ‘Yönetişim’ ve ‘Sürdürülebilirlik’ başlıklarıyla gerçekleştirildi. İş dünyasının referans eğitim merkezi Bursa Business School’da (BBS) düzenlenen program ile sektörün yol haritasının belirlenmesi hedefleniyor.

BURSA (İGFA) – Sektörleri ortak akılla geleceğe hazırlayan BTSO sektörel konseyler çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. BTSO Bilgi İşlem ve Otomasyon Teknolojileri Konseyi de bu vizyonla internet ve mobil iletişim altyapısı alanında önemli bir etkinliğe imza attı. İnternet ve mobil iletişim altyapısında yaşanan gelişmelere kalıcı çözümler üretmek amacıyla gerçekleşen çalıştay, konsey üyeleri ve sektör temsilcilerinin katılımıyla Bursa Business School’da gerçekleştirildi.

4 AYRI OTURUMDA SEKTÖRÜN YOL HARİTASI ELE ALINDI
Çalıştay kapsamında oluşturulan çalışma grupları, ‘Dijitalleşme’, ‘Markalaşma’, ‘Yönetişim’ ve ‘Sürdürülebilirlik’ başlıklarıyla oturumlar gerçekleştirdi. Sektörün rekabetçiliğinin artırılması ve yol haritasının belirlenmesinin amaçlandığı çalıştaya, Bilgi İşlem ve Otomasyon Teknolojileri Konseyi Başkanı Osman Akın, E-Ticaret ve Dijitalleşme Konseyi Başkanı İlker Özgüven, Bilgi İşlem ve Otomasyon Teknolojileri Konseyi Başkan Yardımcısı İdris Doğrul, Bursa Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Daire Başkanı Hakan Arık, Türk Telekom Bursa Bölge Müdürü Mehmet Yılmaz Yazıcı ve sektör temsilcileri katıldı.

“PROBLEMLERİ ÇÖZÜME KAVUŞTURMAK ADINA ORTAK PAYDADA BULUŞTUK”
Bilgi İşlem ve Otomasyon Teknolojileri Konseyi Başkanı Osman Akın, konsey olarak önemli bir etkinliği gerçekleştirdiklerini söyledi. Çalıştayı konsey çalışmalarının sonucunda ortaya çıkan rapor doğrultusunda kurguladıklarını ifade eden Akın, “Bu doğrultuda Bursa’daki internet ve iletişim altyapısının gerek mobil tarafta gerekse de kablolu iletişim tarafında iyileştirilmesi ve sorunlarının çözülmesi noktasında bir çalıştay gerçekleştirdik. Organize sanayi bölgeleri ile Türkiye’nin sanayi başkentlerinden biri olan Bursa’da dijital dönüşüm son derece önemli. Teknolojik altyapımızı daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Çalıştayda belediye, üniversite, Türk Telekom, AFAD ve Uludağ Elektrik gibi önemli kuruluşların temsilcileri ile problemleri çözüme kavuşturmak adına istişarelerde bulunduk. 4 ayrı oturumdan çıkan sonuçları BTSO olarak bir rapor haline getireceğiz. Bu raporu da ilgili kurumlarla paylaşarak kentimizin teknolojik altyapısındaki sorunları çözme noktasında çok önemli bir adım atacağız.” dedi.

“İŞİMİZİN ANA PARÇASI DİJİTAL İLETİŞİM”
E-Ticaret ve Dijitalleşme Konseyi Başkanı İlker Özgüven, İnternet ve Mobil İletişim Altyapı Çalıştayı için tüm paydaşlarla bir araya geldiklerini ifade ederek, “BTSO E-Ticaret Meslek Komitesi olarak altyapı çalışmalarına çok önem veriyoruz. Çünkü işimizin ana parçası dijital iletişim. Bu organizasyonu gerçekleştirmemizde büyük katkısı olan BTSO Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın İbrahim Burkay başta olmak üzere Bilgi İşlem ve Otomasyon Teknolojileri Konseyi Başkanımız Osman Akın’a ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

“AKILLI ŞEHİRCİLİK KONUSUNDA YAPILACAK ÇALIŞMALAR ÖNEM ARZ EDİYOR”
Bilgi İşlem ve Otomasyon Teknolojileri Konseyi Başkan Yardımcısı İdris Doğrul, gerçekleştirilen çalıştayda iletişimde karşılaşılan sorunları masaya yatırdıklarını söyledi. Doğrul, Bursa’nın iletişim teknolojilerindeki geleceği açısından özellikle “akıllı şehircilik” konusunda yapılacak çalışmalar ile altyapı sorunlarının çözümüne yönelik çok değerli sonuçlar ortaya çıkacağından bahsetti. İdris Doğrul, “Oturumlardan çıkan konular özellikle mevzuatların revize edilmesi konusunda önemli ipuçları veriyor. Bu ipuçlarını değerlendirebilirsek daha senkronize olmuş ve iletişim konusunda önü açık bir kent haline geliriz.” dedi.

“SORUNLARI ÇÖZME NOKTASINDA FİKİR ALIŞVERİŞLERİNDE BULUNDUK”
Bursa Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Daire Başkanı Hakan Arık ise dört oturumda gerçekleşen çalıştayın oldukça verimli geçtiğinden bahsederek, “Kamu kuruluşları, üniversiteler ve özel sektörün katılımıyla gerçekleştirilen bu tür çalıştayların devamını bekliyoruz. Bursa’ya değer katacağına inanıyoruz. Bu çalıştayda kentimizin internet altyapısındaki eksiklerini bir kez daha görmüş olduk. Sorunları çözme noktasında da buradaki katılımcılar ile önemli fikir alışverişlerinde bulunduk.” diye konuştu.

Bursa’da BESOB ve TESK yönetim kurulu toplandı

BESOB ve TESK’in birlikte düzenlemiş olduğu Türkiye’nin ekonomisi ve enflasyonu ile ilgili basın toplantısı, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, BESOB Başkanı Fahrettin Bilgit ve yönetim kurulu üyelerinin katılımları ile başladı.

BURSA (İGFA) – Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği ev sahipliğinde Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Yönetim Kurulu toplantısı düzenlendi.

TESK Başkanı Bendevi Palandöken başkanlığında Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği ev sahipliğinde Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Yönetim Kurulu toplantısı gerçekleştirildi.

Teknik elemana değer verildiği takdirde teknik elemanların sayısının da artacağını belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Artık her şey sermayeye bakıyor. Ben yaparım, ederim deniliyor. Fakat etin fiyatı düşüyor mu? Köyde bile insanlar kapısının önüne 2 adet tavuk koyup yetiştirmiyor. Üretim kalmadı, ülkemizde tüketim devrine geçtik. Vatandaşa güven gelmesi lazım. Ekonominin düzelmesi ve vatandaşın üretmesi lazım. Etin, sütün fiyatının düşmesi için enflasyonla mücadele etmemiz gerekiyor. Rekabet için tarım kredi kooperatifleri kuruldu. Bakıldığında mantıklı çünkü vatandaş kendi sermayesi ile üretemez. Ne yazık ki bu durum da bir şeyi değiştirmedi üretim seviyesini görüyoruz. Eti, yağı, şekeri vatandaşa ucuza ver ki vatandaşa güven, umut gelsin.” dedi.

Vatandaşın halininden anlayan kişilerden biri olduğunu vurgulayan Palandöken şu ifadelere değindi:
“Artan ücretler karşılığında vatandaş nasıl korunur? Enflasyonla mücadele diye toplantı yapıyoruz, bir bakıyoruz aynı gün mazota, benzine, elektriğe zam geliyor. Denetimlerin de sağlıklı şekilde artması şart. Hayat pahalılığında devletin rahatlaması gerekiyor. İnsanlar ev alma, araba alma ümitlerini yitirdiler. Artık sanayilerde ustalar da yetişmiyor. İnsanlar ağır işlerden kaçıp eforsuz para kazanmak istiyor. Arabası bozulan kişiler, artık servislere gönderiyor. Servislerin istediği ücretler de akıl almayacak fiyatlarda oluyor.”


“Ahilik, iş ahlakını ve mesleki eğitimi bir arada sunarak, dürüst ticaret yapmaktır.” diyen BESOB Başkanı Fahrettin Bilgin, “Bursa’nın önemi sadece tarihsel değil, aynı zamanda ekonomik ve kültürel değerlerimiz açısından oldukça büyüktür. Çataltepe, Bursa’nın bir onurudur. 2008 yılında başlayan bir projenin, 2024 yılına gelmemize rağmen hala bitmemiş olmasını görmek oldukça vahim. Çataltepe’yi ne kadar olumsuz gelişmeler olursa olsun, proje bitirilecek. 40 bin metrekarelik inşaatın altyapısına başlandı.” dedi.

İzmirli ihracatçıların KDV iadeleri hızlı sonuçlanıyor

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı ihracatçıların KDV iadesi dosyalarını ortalama 17 günde sonuçlandırarak ihracatçıların finansmana erişimde zorluk yaşadığı süreçte özsermayesine hızlı kavuşmasını sağladı.

İZMİR (İGFA) – Ege İhracatçı Birlikleri ile İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı arasında 20 yıldır devam eden güçlü iletişim köprüsünün KDV iadesi dosyalarının hızlı çözümlenmesini sağladığını dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, İzmir Vergi Dairesi’nin yaklaşımının İzmirli ihracatçıları mutlu ettiğini söyledi.

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) bünyesinde faaliyet gösteren Birliklerin Başkanları, ihracatçıların vergi dairelerinde yaşadıkları sorunları görüşmek üzere EİB hizmet binasında buluştu.

EİB üyelerinden gelen sorun ve çözüm önerilerinin görüşüldüğü toplantıda, EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Vergi Dairesi Başkanlığı ile buluşmaları 20 yıldır sürdürdüklerini, ilk toplantıdan bugüne kadar üyelerden iletilen sorunlarda ciddi oranda azalma gözlendiğini, bunun kendileri adına sevindirici olduğunu ifade etti.

Türkiye’deki yüksek enflasyonist ortam nedeniyle girdi maliyetlerinin hızla arttığını buna karşın döviz kurlarının enflasyon rakamlarının çok gerisinde kaldığını,  ihracatçının her geçen gün kan kaybettiğini belirten Eskinazi, “finansmana erişimin son derece zor olduğu bu dönemde, ihracatçının üzerindeki baskının azaltılması çok önemli, KDV iadesi ve diğer işlemlerinde ihracatçı ne kadar az sorun yaşarsa o kadar iyi, bunu sağladıkları için Sayın Ömer Alanlı nezdinde tüm vergi dairesi çalışanlarına teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

ALANLI; “2024 YILINDA 45 BİN KDV İADESİ BAŞVURUSU ALDIK”

İzmir’deki vergi dairelerine bu yılın ilk altı ayında 45 bin KDV iadesi başvurusu geldiğini söyleyen İzmir Vergi Dairesi Başkanı Ömer Alanlı, geçtiğimiz yıllarda bu dosya sayısına 1 yılda ulaşılırken son dönemde 6 ayda bu başvuru sayısına ulaşıldığını; ancak ihracatçıyı mağdur etmemek adına dosyaların ortalama 17 günde sonuçlandırıldığını belirtti.

E-TEBLİGAT SİSTEMİNDE İLETİŞİM BİLGİLERİNİZİ GÜNCEL TUTUN

Ortalama dosya sonuçlandırma süresinin çok iyi olduğunu ifade eden Alanlı, “İşlemlerin kısa sürede tamamlanması için firmaların Vergi Daireleri tarafından gönderilen eksik bildirim yazılarına çabuk ve eksiksiz yanıt vermeleri çok önemli. KDV iadesi başvuruları başta olmak üzere vergi dairelerindeki işlemlerinin hızlı sonuçlanması için firmalarımızın bizimle iletişimlerini güçlü tutmaları, Elektronik Tebligat (E-Tebligat) sistemindeki iletişim bilgilerini güncel tutmaları hayati derecede önemli. E-Tebligat sistemindeki e-posta ve cep telefonu bilgilerini düzenli aralıklarla güncellemeli ve mümkünse birden fazla yetkilinin bilgilerini tanımlamalıdır. Vergi Dairelerince yapılacak tüm bilgilendirmeler ilgili mevzuat hükümleri gereğince bu sistem üzerinde kayıtlı E-Tebligat adresine iletileceği için, firmalarımızın mağduriyet yaşamamaları adına E-Tebligat adreslerini takip etmeleri büyük önem taşımaktadır” uyarısında bulundu.

Yediyol Holding, sektörde örnek kurum olma yolunda ilerliyor

Jeotermal enerjiyi 7 farklı sektörde etkin bir şekilde kullanarak temiz enerji alanına yeni bir bakış açısı getiren Yediyol Holding, yenilikçi insan kaynakları uygulamaları ve sosyal sorumluluk projeleri ile sektörde fark yaratmaya devam ediyor.

İSTANBUL (İGFA) – 1998 yılında Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelini keşfetme vizyonu ile kurulan Yediyol Holding, insan kaynakları uygulamalarıyla çalışan vizyonuna katkı sağlarken, sosyal sorumluluk projeleri ile sektörde fark yaratmaya devam ediyor. 

Yediyol Holding’in Kuşadası’nda bulunan Seven For Life Thermal Hotel’i de, insan kaynakları uygulamaları ile dikkat çekiyor. Otelde görev yapan beyaz ve mavi yaka personel için belirlenen KPI’lar ve metrikler objektif bir şekilde değerlendirildikten sonra, çalışanlar KPI gerçekleştirme oranlarına göre ödüllendiriliyor. Ayrıca; housekeeping, mutfak, teknik ekip ve servis ekibi gibi çeşitli departmanlarda görev yapan çalışanlar için gıda güvenliği, sürdürülebilirlik ve müşteri memnuniyeti gibi kriterler ön planda tutuluyor.

‘’ÇALIŞANLARIN PERFORMANSININ OBJEKTİF BİR ŞEKİLDE DEĞERLENDİRİLDİĞİ BİR SİSTEMİZ VAR’’

Yediyol Holding olarak, çalışanlarının gelişimini öncelikli hedefleri arasında gördüklerinin altını çizen Yediyol Holding İnsan Kaynakları Başkanı Sema Yücetaş, geliştirdikleri uygulamalar ile hem çalışan memnuniyetini hem de kurumsal başarılarını arttırdıklarını belirterek şunları söylüyor: “Yediyol Holding merkez ofisinde, tüm pozisyonlar için belirlenen kriterler doğrultusunda çalışanların performansının objektif bir şekilde değerlendirildiği bir sistem yer alıyor. Bu sistem, çalışanlarımızın hem motivasyonunu hem de şirkete olan bağlılıklarını güçlendiriyor. Konya’da yer alan Agrotermal tesisimizde, kadın üretim işçileri ile jeotermalle ısınan teknolojik seralarda topraksız tarım yaparak domates üretimi gerçekleştiriliyoruz. Laboratuvar sonuçlarında pestisit kalıntısı bulunmayan ürünler ile hem sağlıklı hem de sürdürülebilir tarım uygulamaları benimserken, bir yandan da hazırladığımız eğitim programları ile çalışanlarımızın gelişimine destek oluyoruz.” dedi.

“ÇEVREYE VE İNSAN HAKLARINA YÖNELİK PROJELER ÜRETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Sosyal sorumluluk projeleri ile de adından söz ettirdiklerinin altını çizen Yücetaş, “Birleşmiş Milletler Kadınların Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) ve Global Compact kriterlerine uygun projeler geliştirilerek, toplumsal cinsiyet eşitliği ve sürdürülebilir kalkınmayı hedefliyoruz. Ayrıca, çalışanlarımızın sosyal sorumluluk bilincini güçlendirmek adına holding bünyesinde çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. Gururla söyleyebilirim ki, 2024 yılının ilk yarısında toplam 11 sosyal sorumluluk projesi hayata geçirdik. Yediyol Holding ve holdinge bağlı kuruluşlar olarak topluma, yasalara, çevreye, hayvan ve insan haklarına yönelik projeler üretmeye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

 “DAHA PARLAK BİR GELECEĞE DOĞRU EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ”

Dijital dönüşüm ve yeni nesil insan kaynakları uygulamaları ile geleceğe yatırım yapmaya devam ettiklerini belirten Sema Yücetaş, şunları söyledi: “Son olarak C-SUITE CONNECT Platformu tarafından organize edilen ve iş dünyasının geleceğini şekillendiren en önemli teknolojik gelişmelerden biri olan üretken yapay zekayı konuştuğumuz #futureistoday AI etkinliğinde, yapay zekanın iş dünyasında yarattığı dönüşümü tartışma fırsatı bulduk. Dijital pazarlama ve genel yönetim ekipleri ile yapılan analizlerin, holdinglerin rekabet gücünü arttırdığını düşünüyorum. Ayrıca, gündemi ve günceli yakalamanın bu denli önem kazandığı bir dönemde, dünyayı ilgilendiren projelerde söz sahibi olmanın da oldukça önem arz ettiğini düşünüyorum. Yediyol Holding olarak, daha parlak bir geleceğe doğru emin adımlarla ilerliyoruz.” dedi.

“SEKTÖRDE ÖRNEK BİR KURUM OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Şirket başarılarının, insan kaynakları gücüne ve çalışan memnuniyetine bağlı olduğunu söyleyen Yücetaş, “Yediyol Holding olarak, çalışanlarımızın mutluluğunu ve gelişimini en öncelikli hedeflerimiz arasında görüyoruz. Merkez ofisimizden, Agrotermal ve Seven For Life Thermal Hotel’e kadar tüm birimlerimizde uyguladığımız yenilikçi insan kaynakları politikaları ile çalışanlarımızın potansiyellerini en üst seviyede kullanmasını sağlıyoruz. Sosyal sorumluluk projelerimizle topluma değer katarken, sürdürülebilir başarıya olan inancımızla geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz. Birlikte çalışarak ve sürekli gelişerek, sektörde örnek bir kurum olmaya devam edeceğiz” dedi.

 

 

Bakan Bolat’tan yoğun diplomasi trafiği

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, G7 Ülkeleri Ticaret Bakanları Toplantısı’na iştirak ettiğini belirterek, “Küresel ekonomi ve ticaretteki trendler, tedarik zincirleri ve son dönemde artan küresel riskler noktasındaki ülkemiz perspektiflerini paylaştık.” ifadesini kullandı.

ANKARA (İGFA)- Bakan Bolat, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, G7 Ülkeleri Ticaret Bakanları Toplantısı’na katılarak, Kanada İhracatı Teşvik, Uluslararası Ticaret ve Ekonomik Kalkınma Bakanı Mary Ng, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Genel Direktörü Ngozi Okonjo Iweala ve İtalya Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Antonio Tajani ile bir araya geldiklerini bildirdi.
 
G7 Dönem Başkanı İtalya’nın daveti üzerine, birçok farklı ülkeden mevkidaşlarının, uluslararası örgütlerin ve iş dünyasından temsilcilerin katıldığı “G7 Ülkeleri Ticaret Bakanları Toplantısı”na iştirak ettiklerini belirten Ticaret Bakanı Ömer Bolat, şöyle devam etti:
 
“Küresel ekonomi ve ticaretteki trendler, tedarik zincirleri ve son dönemde artan küresel riskler noktasındaki ülkemiz perspektiflerini paylaştık. Türkiye olarak, küresel tedarik zincirinin güçlenmesi ve adil ve rekabetçi, kurallara dayalı bir ticaret sisteminin muhafaza edilmesi noktasında muhataplarımızla iş birliğini artırmaya hazır olduğumuzun mesajını verdik. Küresel ekonomi içerisindeki konumu sürekli güçlenen ülkemizin uluslararası ticarete yön veren ülkelerden birisi olması noktasında çalışmalarımızı her platformda sürdüreceğiz.”
 
Bakan Bolat, Bakan Ng ile gerçekleştirdikleri görüşmede, karşılıklı ticaret hacminin artırılması, ikinci Türkiye-Kanada Ortak Ekonomi ve Ticaret Konseyi toplantısının gerçekleştirilmesi, bu sayede iki ülke iş çevrelerinin bir araya gelerek potansiyel işbirliği alanlarını değerlendirmeleri ve karşılıklı yatırımların artırılması hususlarını ele aldıklarını aktardı.
 
DTÖ Genel Direktörü Iweala, ile görüşmelerinde, DTÖ’nün reform süreci noktasındaki beklentilerini dile getirdiklerini bildiren Bolat, “Türkiye olarak, küresel düzeyde ticaret sisteminin adil bir şekilde güçlendirilmesine önem veriyoruz. Adil rekabete ve kurallara dayalı bir uluslararası ticaret sisteminin küresel ticaret ve tedarik zinciri için önemli olduğuna, sistemin uluslararası ticarette karşı karşıya olduğumuz sorunların aşılmasında kilit rol oynadığına ve uluslararası iş birliklerini güçlendireceğine inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
 
Ticaret Bakanı Bolat, İtalya’nın Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Antonio Tajani ile bir araya geldiklerini belirterek, şunları kaydetti:
 
“Tajani ile ticaret hacmimizin bu sene 30 milyar dolara çıkarılması yönündeki karşılıklı beklentimizi dile getirdik. Sayın Tajani ile en kısa sürede İstanbul’da Ekonomi ve Ticaret Ortak Komisyonu (JETCO) toplantısını iki ülke iş dünyası temsilcilerinin kapsamlı katılımıyla gerçekleştirme hususunda mutabık kaldık. Türkiye olarak köklü bir iş birliğine sahip olduğumuz İtalya ile ticari ilişkilerimizi daha da güçlendirmeye önem veriyoruz.”

PwC Türkiye ‘Mavi Ekonomi’ alanında Türkiye’nin potansiyeline dikkat çekiyor

PwC Türkiye’nin hazırladığı yeni rapor, Türkiye’nin kıyı bölgelerindeki ekonomik potansiyelini ortaya çıkarırken bu alandaki sürdürülebilir büyümeye dair öneriler de sunuyor.

İSTANBUL (İGFA) – PwC Türkiye, “Sürdürülebilirliğe Mavi Ekonomi ile Açılan Yelken: Türkiye’nin Potansiyelini Açığa Çıkarmak” başlıklı raporunu yayınladı. Rapor, mavi ekonomi olarak tanımlanan sektörlere ilişkin (sürdürülebilir balıkçılık uygulamalarından deniz üstü yenilenebilir enerjiye, liman faaliyetlerinden kıyı turizmine) kapsamlı birçok başlığı içeriyor.

Türkiye’de mavi ekonomi, 8592 kilometrelik kıyı şeridindeki 28 şehir ve pek çok ülkenin üzerindeki 47 milyon nüfusla, demografik yapı, jeopolitik konum, ve lojistik altyapısıyla önemli bir potansiyele sahip. Toplam GSYİH’nin %67’sini oluşturan bu 28 şehirde 11 milyonun üzerinde çalışan yer alırken, bunların %8’i mavi ekonomiyle doğrudan bağlantılı sektörlerde çalışıyor.

PwC Türkiye’nin raporuna göre Türkiye’nin 2053 Sürdürülebilir Mavi Ekonomi Eylem Planı önemli bir eksikliği gidermeyi amaçlıyor. Gerekli altyapının oluşturulması, yol haritasının hazırlanması ve kıyı alanlarında faaliyet gösteren sektörler ve kurumlar arasındaki iş birliğini artırmayı amaçlayan plan, ayrıca Deniz Koruma Alanları’nın ilan edilmesiyle özellikle çevresel tehditlere duyarlı kıyı bölgelerindeki biyolojik çeşitliliği korumayı da hedefliyor. Türkiye, mavi ekonomi alanındaki kayda değer potansiyeliyle önde gelen çalışma ve iş birliklerinde öne çıkan ülkeler arasında yer alıyor. Dünya Bankası tarafından desteklenen “Karadeniz’in Mavileştirilmesi Projesi (BBSEA) kapsamında PwC Türkiye tarafından yürütülen “Kirliliği Azaltmak için Mavi Ekonomi İstihdam Programı” gibi çalışmalar bu iş birliğini gösteren uygulamalar arasında bulunuyor.

PwC Türkiye Ülke Kıdemli Ortağı Cenk UIu araştırma ile ilgili değerlendirmesinde  şunları söylüyor:  “Okyanus ve deniz tabanlı ekonomik faaliyetlere bütüncül ve sürdürülebilir bir yaklaşım olarak tanımlanan “Mavi Ekonomi”, Türkiye gibi geniş kıyı şeritlerine sahip ülkeler için kritik bir önem taşıyor. Ülkemiz, sahip olduğu coğrafi yapı ve iş gücü sayesinde mavi ekonomide dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olma potansiyeli taşıyor. Hazırladığımız bu raporla bu alandaki potansiyelden maksimum faydanın alınmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz. ‘2053 Sürdürülebilir Mavi Ekonomi Eylem Planı’ ve ‘Sıfır Atık Yönetim Sistemi Uygulama Rehberi’, Türkiye’nin mavi ekonomiyi geliştirme yolculuğundaki ciddiyetini ortaya koyuyor. Devreye alınacak politikalar ve projeler ile ülkemiz sürdürülebilir kalkınma yolunda sahip olduğu yüksek potansiyele ulaşabilir.”

TÜRKİYE’NİN HANGİ BÖLGELERİ NE KADAR MAVİ?

Rapor kapsamında değerlendirilen sektörlerdeki bölgesel dağılıma bakıldığında Marmara kıyılarında liman faaliyetleri ile gemi inşası ve onarımı öne çıkıyor. Ege kıyılarında da etkisi görülen liman faaliyetleri ile gemi inşasının yanına Marmara’dan farklı olarak canlı deniz kaynakları ile kıyı turizmi yerleşiyor. Akdeniz bölgesinin doğusunda Mersin – İskenderun’daki liman etkisi dikkat çekerken, batıda kıyı turizmi ve deniz taşımacılığı öne çıkıyor. Karadeniz ise çok sayıda limanı ve tersanesinin yanına Doğu Karadeniz’de canlı deniz kaynaklarıyla farklılaşıyor.

MAVİ EKONOMİYİ DESTEKLEYEN İNİSİYATİFLER

Rapora göre kıyılarda yer alan toplulukların ve kamu kurumlarının farkındalığı ile mavi ekonomik dönüşüme etkin katılımları, mavi ekonomiye geçişte belirleyici bir role sahip. PwC’nin Mavi Ekonomi Barometresi platformu, mavi ekonomiye dahil sektörlerden verileri bir araya getirerek farklı ülkeler arasında karşılaştırmalı analize olanak tanıyor. Veri ve bilgi paylaşımı sağlarken bu alandaki farkındalığı yükseltmeyi de amaçlayan platform, mavi ekonomiye yönelik eğitimler sunarak inovasyonu teşvik etmeyi ve mavi teknolojileri hızla kullanıma sunarak bu yöndeki yetenek gelişimini desteklemeyi de amaçlıyor.

KATMA DEĞERİ YÜKSEK BİR ALAN: MAVİ FİNANS

Raporda öne çıkan başlıklardan birini de “mavi finans” oluşturuyor. Denizler ve kıyı bölgeleriyle ilgili sürdürülebilir ekonomik faaliyetleri desteklemek üzere özel olarak tasarlanmış finansal mekanizmaları, araçları ve yatırımları ifade eden mavi finansı temel alan inisiyatifler, deniz koruma projeleri, sürdürülebilir balıkçılık, yenilenebilir enerji projeleri, kıyı altyapısı geliştirme ve deniz kirliliğiyle mücadele gibi alanlara finansman sağlıyor. Bu kapsamda yer alan finansal araçlar ise mavi tahviller, mavi karbon dengeleme çalışmaları, yeşil-mavi taksonomiler, deniz ve kıyı alanlarını koruma, sürdürülebilir balıkçılığı teşvik etme ve mavi ekonomi içindeki diğer faaliyetlere yönlendirme olarak sıralanıyor.

TÜRKİYE DENİZ KİRLİLİĞİ İLE MÜCADELEDE EN ÇOK DESTEK ALAN ÜLKELER ARASINDA

PwC Türkiye’nin raporundaki dikkat çekici verilerden biri de ülkelerin deniz ve okyanus kirliliğini çözmek için aldıkları yardım ve destekler. OECD’nin 2021 yılı verilerine göre, okyanus ekonomisi özelinde resmî kalkınma yardımı alan ülkelerden Meksika 290 milyon dolar ile başı çekerken, Endonezya 140, Fildişi Sahilleri 120 milyon dolar ile ilk üçte yer alıyor. Kara kaynaklı deniz kirliliğini durdurmak için alınan resmi kalkınma yardımlarında ise Türkiye 485 milyon dolar ile ilk sırada bulunuyor. Türkiye’yi 189 milyon dolar ile Kosta Rika ve 145 milyon dolar ile Kolombiya izliyor. Bu kapsamda, Türkiye’de kıyı kirliliğini çözmeye yönelik adımlar mavi ekonominin gelişmesinde ve mavi sektörlerde istihdamın artmasında belirleyici bir konuma sahip.

TÜRKİYE’DE MAVİ EKONOMİYİ GELİŞTİRMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR?

Kıyılardaki ekonomik faaliyetlerin çeşitliliği göz önüne alındığında, Türkiye’de mavi ekonomi potansiyelini açığa çıkarmak ve bu potansiyeli sürdürülebilir büyümeye dönüştürmek için atılabilecek birçok adım bulunuyor.

Bu adımlardan kirliliğin önlenmesine ve kıyı temizliğinin sağlanmasına yönelik düzenleyici uygulamaların ve politikaların güçlendirilmesi, sürdürülebilir turizm politikalarının tasarlanması, kıyı ekosistemleri için farkındalığın artırılması ve etkin izleme-değerlendirme mekanizmalarının kurulması gibi aktiviteler çevresel konuları gözetirken, eğitim ve becerilerin geliştirilmesi, uluslararası ve kamu-özel iş birliklerinin güçlendirilmesi, bu alanda çalışan KOBİ’lerin desteklenmesi, Ar-Ge teşviklerinin yapılması ve denizcilik altyapısının geliştirilmesi mavi ekonomik faaliyetlerin finansal olarak desteklenmesinde etkin rol oynayabilir.

“Sürdürülebilirliğe Mavi Ekonomi ile Açılan Yelken: Türkiye’nin Potansiyelini Açığa Çıkarmak” araştırmasına PwC Türkiye’nin web sitesi üzerinden erişebilirsiniz.

Meşhur İznik zeytininde fiyatlar ne durumda?

Türkiye’nin en lezzetli zeytinin üretildiği İznik’te zeytin fiyatları piyasanın altında değil.

BURSA (İGFA) – Bursa’nın zeytini ile meşhur olan İznik ilçesinde, Türkiye’nin en lezzetli zeytinlerinden biri üretiliyor.

Halk arasında zeytinin başkenti olarak tanımlanan ve daha çok sofralık zeytinin üretildiği İznik’te zeytin fiyatları piyasanın altında kalmıyor.

Kilogram fiyatı 200 ila 400 TL arasında değişen zeytinler, ilçeyi ziyaret eden yerli ve yabancı turistler tarafından da ilgi görüyor.

Öte yandan İznik’teki birçok dükkanda 250 gramı ortalama 200 liradan satılan zeytin reçeline de rastlamak mümkün.

YKS sonuçları açıklandı gözler yurt fiyatlarında

YKS sonuçlarının açıklanmasının ardından öğrencilerin gidebileceği potansiyel şehirlerin belli olmasıyla birlikte gözler yurt ücretlerine çevrildi.

BURSA (İGFA) – Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarının açıklanmasının ardından binlerce öğrenci, üniversite tercihlerini belirlemeye başladı. Tercih sürecinde adayların dikkat ettiği önemli konulardan biri de barınma olanakları ve yurt ücretleri oluyor. Türkiye genelinde KYK yurtları ve özel yurtlardaki fiyatlar, öğrencilerin tercihlerini etkileyen önemli faktörler arasında yer alıyor.

KYK YURTLARI FİYATLARI

KYK (Kredi ve Yurtlar Kurumu) yurtları, öğrencilere ekonomik ve güvenli bir barınma imkanı sunmasıyla biliniyor. KYK yurtlarının ücretleri, yurtların bulunduğu şehre ve yurt tipine göre değişiklik gösterebiliyor. Genellikle KYK yurtlarının aylık ücretleri, 2024 yılı için şehir merkezlerinde 345 lira ila 570 lira arasında değişiklik gösteriyor. KYK, öğrencilere ayrıca burs ve kredi imkânları da sunarak ekonomik destek sağlıyor.

ÖZEL YURT ÜCRETLERİ CEP YAKIYOR 

Devlet yurdunda yer bulamayan öğrenciler ise özel yurtları tercih etmek zorunda kalıyor.  Özel yurtların ücretleri, sunulan hizmetlere ve yurdun bulunduğu lokasyona göre değişkenlik gösteriyor. Özellikle büyük şehirlerde bulunan özel yurtların yıllık ücretleri 150 bin TL ila 450 bin TL arasında değişiklik gösteriyor. Bursa için maliyet ise yıllık 100 bin TL’den başlıyor.

KYK yurtlarında yer bulamayan aileler, özel yurtlara yüksek fiyatlar ödemekten şikâyetçi. Aileler, yetkililerden  öğrencilerin barınma sorununa çözüm bulmasını bekliyor.

Kırklareli TSO, Barış Yaman’ı ağırladı

Kırklareli TSO Yönetim Kurulu Başkanı Soner Ilık, Denizbank Trakya Özel Yatırım Merkezi Müdürü Barış Yaman’ı ağırladı.

KIRKLARELİ (İGFA) – Kırklareli TSO Yönetim Kurulu Başkanı Soner Ilık, Denizbank Trakya Özel Yatırım Merkezi Müdürü Barış Yaman ile Denizbank Kırklareli Şube Müdürü Türkay Karakoç’u ağırladı.

Başkan Soner Ilık,  oda yönetiminin Kırklareli’deki istihdamın arttırılarak, ekonominin canlanması için bugüne kadar yaptığı ve gelecekte yapmayı planladığı çalışmalar hakkında bilgiler verdi.

Denizbank Trakya Özel Yatırım Merkezi Müdürü Barış Yaman’da bankanın yeni dönem çalışmalarından, Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası üyelerine sağlanan imkanlardan ve sağlanabilecek yeni avantajlı bankacılık faaliyetlerine ilişkin bilgi paylaşımında bulundu.

PANKOBİRLİK: Sürdürülebilirlik en önemli önceliğimiz

PANKOBİRLİK Genel Başkanı ve Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Erkoyuncu, seçim çalışmaları kapsamında Ovakavağı, Karkın, Yarma, İsmil ve Güvercinlik Mahallerinde çiftçilerle bir araya geldi. Başkan Erkoyuncu, ziyaretlerinde büyük bir coşku ve ilgiyle karşılandı.

KONYA (İGFA) – PANKOBİRLİK Genel Başkanı ve Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Erkoyuncu, seçim çalışmaları kapsamında mahallelerde üretici ortakları ile buluşuyor ve çiftçilerin sorunlarını yerinde dinliyor.

Tüm zorlu koşullarda bile çiftçilerin avanslarını gününde ödediklerini belirten Başkan Erkoyuncu, “Göreve geldiğimiz andan itibaren “Çalışana ücretini, alın teri kurumadan önce veriniz” sözünü düstur edinerek hareket ettik. Çiftçilerimizin avans ödemelerini 2 ay erkene çektik ve ödemelerimizi günü güne yaptık” dedi

Çiftçilerin sorunlarını ve taleplerini yerinde dinleyen Başkan Erkoyuncu, “Çiftçilerimizin her sorunu bizim sorunumuzdur. 3 yıldır bu bilinçle hareket ettik ve çiftçimizin refahı için her türlü çalışmayı yaptık. Tarımda sürdürülebilirlik bizim en önemli önceliğimizdir. Bu doğrultuda yeni dönemde de çiftçilerimize gereken desteği vereceğiz” dedi.  

“ÇİFTÇİMİZİN AVANSINI GÜNÜ GÜNÜNE ÖDEDİK”

2023-2024 kampanya döneminde 3 milyon 808 bin 539 ton pancar alımı ile rekor kırdıklarını belirten Başkan Erkoyuncu, “Türk Şeker bu yıl tarihte görülmemiş bir iskonto oranı açıkladı. Normalde şeker fiyatını kampanya kapsamında 27 lira olarak belirlemişti. Ancak, yüzde 20 oranında bir iskonto uygulayarak, şekerin toptan satış fiyatını 21,5 lira olarak duyurdu. Bu durum mali açıdan bizleri olumsuz etkiledi bizim de şekeri aynı fiyattan satmamızı zorunlu kıldı. Biz tüm bu zorlu süreçlere rağmen çiftçimizin avans ücretlerini geciktirmedik. Günü gününe ödememizi yaptık. Pancar üretici ortaklarımıza toplamda 8 Milyar 190 Milyon 222 Bin TL’lik ödeme yaptık. Yeni dönemde de çiftçilerimizin avans ücretlerini gününde ödeyeceğiz. Hatırlayalım, geçmiş dönemde çiftçilerimiz avanslarını gününde alamıyor hatta avansın yatacağı net tarihin bilgisine bile ulaşamıyorlardı. Biz avans ücret ödemelerini 2 ay erkene çektik ve çiftçimizin avanslarını günü gününe ödedik. “Çalışana ücretini, alın teri kurumadan önce veriniz” sözünü düstur edindik. Üreticilerimizin ekonomik anlamda rahatlaması en önemli gayelerimizdendi ve görev süremiz boyunca çiftçimizin avans ödemesini her zaman öncelikli tuttuk” diye konuştu.

ACİL MÜDAHALE EKİBİ İLE PANCARLAR 7/24 KONTROL ALTINDA

Pancar bozulmalarının önüne geçmek ve bozulma eğiliminde olan pancarların işleme sürelerini öncelemek amacıyla önemli bir adım attıklarını da sözlerine ekleyen Başkan Erkoyuncu,  kurdukları Acil Müdahale ekibi ile pancarların 7/24 titizlikle incelendiğini vurguladı.